Yunanistan‘da sular duruluyor |
||
Yunanistan'da, 15 yaşındaki Aleks Grigoropulos'un polis kurşunuyla yaşamını yitirmesinin ardından çıkan olaylar önceki akşam büyük ölçüde hızını yitirdi. Başkent Atina'nın Sintagma Alanı'nda önceki akşam saatlerinde toplanan büyük bölümü lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan gruplar, alanı mum ışıklarıyla aydınlatarak, "Aleks aramızda, unutmayacağız" sloganları atarken, gösterileri kordon altına alan çevik kuvvet ekiplerine de yüzlerce çiçek dağıttı. Göstericiler 'Na m'agapas, oso boris na magapas/Sev beni, sevebildiğin kadar sev' dizelerinin yer aldığı Yunanistan'ın en sevilen şarkılarından birisi olan parçayı hep bir ağızdan söyledi. |
![]() |
|
Gösteriler barışçıl bir havaya bürünse de, yine de çatışmalar tam durmadı. Bazıları yaya bazıları da motorlu gençler önceki gün Atina merkezindeki polis merkezlerine petrol bombaları attı. Çatışmalarda en az üç banka, birkaç dükkan ve bir hükümet binası zarar gördü. Birkaç yüz gösterici ise barikatları yakmanın yanı sıra polise taş ve işaret fişekleri ile saldırdı. Polis ise göz yaşartıcı bomba ile yanıt verip göstericileri dağıttı. Göstericiler "Katiler dışarı" sloganı atarken, yerlerinin kolayca tespit edilmesi amacıyla polislerin üzerine lazer ışığı tuttu. Öte yandan özel Mega Televizyonu da gençlerin olaylar karşısındaki yorumlarına yer verdi. Mega, gösterilere yer yer anne ve babalarıyla birlikte katılan gençlerin, bu derece öfkeli olmalarına Aleks'in yaşamını yitirmesinin yanısıra, hükümetin eğitim-öğretim konusunda izlediği politikanın da neden olduğu yorumuna yer verdi. Gençlerin ortak yorumu "Geleceğimizden endişeliyiz. Eğitimin ücretsiz olduğu doğru değil. Yıllarca okuyup sonunda 600-700 avro maaş veren bir işte çalışıp üstüne memnun olmamız ve teşekkür etmemiz bekleniyor. Alanlara çıkmazsak sesimizi nasıl duyuracağız. Çıkanların can güvenliği de ortada. Aleks'i polis kurşunuyla yitirmedik mi" şeklindeydi. Aleks'in ailesinden cenaze masrafını karşılamasının istendiği belirtilen haberlerde, bunun tahammül edilemez olduğu değerlendirmesinde de bulunuldu. ‘Bu aslında sosyal ayaklanma’
|
||